Kelime olarak “Kıble’ye yönelmek” anlamına gelen istikbâl-i kıble, namazın şartlarından olup namazı kıbleye yönelerek kılmak demektir.

Müslümanların kıblesi, Mekke’de bulunan Kâbe’dir. Namazların Kabe cihetine yönelerek kılınması gerekir. Mekke’de bulunup da Kâbe’yi gören kimse bizzat Kâbe’nin kendisine yönelir. Kâbe’yi görmeyen kimse ise, Kâbe’nin bulunduğu tarafa yönelerek namazını kılar. Kur’ân’da, “(Evet Resûlüm!) Nereden yola çıkarsan çık (namazda) yüzünü Mescid-i Haram’a doğru çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa çevirin. ” buyurulmuştur (Bakara, 2/149, 150).

Kıblenin ne tarafta olduğunu bilmeyen kimsenin, yanında kıble yönünü bilen birisi varsa ona sorması gerekir. Sormadan kılar ve sonra da yanlış yöne kıldığını öğrenirse namazını yeniden kılması gerekir. Yanında soracak kimse bulunmuyorsa, güneş, yıldız gibi birtakım doğal alametlere bakıp araştırarak bir yön belirler ve namazını kılar; kapıları çalarak sorması gerekmez. Namazı kıldıktan sonra, yanlış yöne kıldığını öğrenirse yeniden kılmasına gerek yoktur. Namaz kılarken kıblenin başka bir yön olduğunu öğrenen kişi, şâyet bir araştırmayla bu yöne dönmüşse, namazını bozmadan o yöne döner.

Kâbe’nin bulunduğu noktadan 450 sağa ve sola sapmalar kıbleden sapma sayılmaz. Bundan daha fazla sapmalar ise, kıbleye yönelme şartını aksatır. Bir kimse namazda iken, bir özür olmaksızın göğsünü kıbleden çevirirse, namazı bozulur. Hastalık veya düşman korkusu gibi bir sebeple kıbleye yönelemeyen kimse, gücü yettiği tarafa doğru namazını kılar. (İ.P.)

Alıntı : http://www.diyanet.gov.tr

Bu yazıyı paylaşmak istermisiniz

Sitemizi ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederiz. NamazKursu.com

Kırk Hadis

Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur.

Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.